Sevgili Dostlarım,
Yaz aylarınız güzel başlamıştır umuyorum. Huzur ve müzik dolu bir yaz dönemi dilerim.
Bu bültende, son birkaç haftadır katıldığım etkinlikler ve gelecek günlerdeki konserlerimle ilgili haberler paylaşmak istiyorum, sizlerle..
Yaz başında başarılı bir dünya prömiyeri gerçekleştirdik. 45.İstanbul Müzik Festivali kapsamında, 11 Haziran’da Süreyya Operası’nda, müzikle filmi birleştiren “Yolda”, seyirci karşısına çıktı. Bu konserde seslendirdiğim, “yolda olmak, veda etmek, ayrılmak” gibi temalar etrafında şekillendirdiğimiz özel ve renkli repertuara, Murathan Özbek’in filmi eşlik etti. “Yolda” 8 Ağustos’ta 14.Bodrum Müzik Festivali’nin kapanışında da Bodrum prömiyeri yapacak.
4-8 Temmuz tarihleri arasında, bu yıl ikinci kez düzenlenen Eğirdir Oda Müziği Yarışması’nda jüri üyeliği yaptıktan hemen sonra, İspanya’ya giderek, Barcelona yakınlarındaki Vila-Seca’da düzenlenen Piyano Festivaline katıldım ve Josep Carreras Oditoryumu’nda bir resital verdim. Festival çerçevesinde dünyanın dört bir yanından gelen genç piyanistlerin katıldığı yarışmada jüri üyeliği yaptım ve masterclass dersleri verdim. Çok yoğun ama keyifli bir haftaydı.
Barcelona’dan sonra, beni çok yoğun bir temponun beklediği Bodrum’a geldim. 4 Ağustos’ta, 14.Bodrum Müzik Festivali’nin açılış gecesinde, bu yılki Onur Ödülü’nü alacağım için çok mutluyum. 8 Ağustos’ta da festivalin kapanış gecesinde az önce bahsettiğim gibi, “Yolda”yı Bodrumlu müzikseverlerle buluşturacağız.
Konser Bach’ın üç eseri etrafında şekilleniyor. Bunlardan ikisi Busoni’nin Koral Prelüdlere yaptığı düzenlemeler; “Ich ruf’ zu dir” ve ünlü “Wachet auf”. Brahms’ın iki nostaljik Internezzosu’nun ardından Liszt’in yaptığı bir Schubert transkripsiyonu var; “Auf dem Wasser zu singen”. Su üzerinde, huzurlu bir akşam manzarası eşliğinde zamanın akışından kaçışı tasvir ediyor. Beethoven’ın programlı sonatı “Les Adieux”, bestecinin arkadaşı ve destekçisi Avusturya Arşidükü Rudolf’ün, 1809’da Napolyon
saldırısından kaçışından esinlenen bir eser. Üç bölümlü: “Veda”, yavaş bir girişin ardından karmaşa ve yansıtma (belki de Arşidük’ün zorlu yolculuğunun ve ayrılırken hissettiklerinin tasviri); “Yokluk” minör tonda yavaş ve duygusal bir melodi, son bölüm şenlikli ve hızlı “Dönüş”. Ravel’in Ondine’i, dinleyenleri baştan çıkartan şarkılarıyla denizin derinliklerine götüren efsanevi su perisinin tasviri. Ardından Schubert’in geç sonatları arasında yer alan do minör sonatın meşhur yavaş bölümü yer alıyor programda. Tezatlarla dolu Chopin’in dramatik 2.Baladı’nın ardından, Bach’ın İtalyan Konçertosu’nun, derin düşünceleri çağrıştıran yavaş bölümü ile konser sakin bir sona ulaşıyor.
Bu konserden hemen iki gün sonra, kuruluşundan bu yana Sanat Danışmanlığı’nı yürüttüğüm ve bu yıl 15.kez gerçekleştireceğimiz Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin açılış konseri var. Festivalin ana sahnesi olan 25 asırlık tarihiyle, Bodrum Yarımadası’nın en büyüleyici konser mekanı olan Antik Taş Ocağı’nda, sevgili Alexander Markov’la, çok keyifli bir keman-piyano programı seslendireceğiz.
Gümüşlük Festival Akademisi kapsamında, festival merkezimizdeki Toprak Ev’de, meslektaşlarım Cyprien Katsaris ve Konrad Richter ile piyano masterclassları vereceğiz.
1 Ağustos’ta Gümüşlük Festival Akademisi (GFA) Kontrbas Masterclass öğrencileri ve Fora Baltacıgil’in konseriyle başlayan 15.festivalimiz, 04 Eylül’de sürpriz bir konserle sona erecek. “440 Tuş” adlı konserin detaylarını çok yakında açıklayacağız. Haberleri Gümüşlük Müzik Festivali’nin sosyal medya hesaplarında ve basında takip edebilirsiniz.
Yeni sezonun heyecan verici konserlerinde buluşmak üzere, hepinize en güzel dileklerimi gönderiyorum,
Gülsin Onay
Sayfa düzeni Tenise Yalçın evetbenim
Bilgi: Gülsin Onay Basın Bülteni