Umut veren genç bir yazar Fehime Seven

Umut veren genç bir yazar Fehime Seven

İstanbul Şehir Tiyatroları’nda, ‘’Türkiye Kayası’’ adlı oyunu ile profesyonel tiyatroya adımını atan Fehime Seven, kendi adına bir ilki gerçekleştiriyor. Bulgaristan’dan Türkiye’ye göçen bir ailenin çileli kara yolculuğu traji-komik içeriğiyle dikkat çekiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse 18 yaşındaki genç yazarın tiyatro dalında lise eğitiminden bu yana değişik tiyatro çalışmaları içerisinde olduğunu, kısa yaşam öyküsünden öğreniyoruz. İlgi duymak, duyulan ilgiyi sağlıklı bir yönde geliştirerek ‘’Türkiye Kayası’’ ile kaya gibi bir oyunla karşımıza çıkışı, başarıyla bizleri şaşırtıyor. Fehime Seven, Türkiye’ye zorlu göçün ince ayrıntılarına kadar göç olgusunu başarıyla işlemesi kendisinden söz etmemize neden oluyor.

Göçün iki yönü var. Bulgaristan’dan Türk sınırına kadar gelişin, çilekeş yolculuğunda arkada bırakılan umutların, sevgilerin, dostlukların, doğulan toprağın vatan imgesi olduğunu, ayrılığın her şeye karşın bir trajik yönü bulunduğunu, oyunun ilk bölümünde görüyoruz. Ne var ki, bu göç zorunlu bir göçtür. Todor Jivkov’un asimilasyon politikasının olumsuzluğunu da açıklayan bir göçtür. Jivkov’un Bulgar Türkler’ine uyguladığı soy değişikliği, siyasal açıdan bir faşizm görüntüsü çiziyordu. Jivkov’un ilkesi, Türkleri Bulgarlaştırmaktı. Bir başka gerçek de oyunun kesişme noktası olan, Türk ve Bulgar sınırındaki konumun tiyatro diliyle çözümlenmesi, genç yazarın bir diğer başarısıdır. Göçün, Türk sınırına kadar gelişinde, yazarın tiyatro diliyle söylemek istediklerinde başarılı olduğu gerçeği, oyunun kırılma noktası olarak dikkati çekiyor.

Göç öyküsünün bir de Türkiye sınırı var. Sınırdaki sorunların, ikinci bir oyunun yazılmasına yetecek kadar ilgi çekici, o ölçüde itici ve bıktırıcı bir başka çile olduğunu görüyoruz. Yazarın oyun kurgusu kırılmıyor ve ülke toprağına ulaşan göçmen ailenin bir başka dramı başlıyor. Bu konuda bürokratik engellerle zorluklar çıkarmak, bizim brokratların naturasında vardır. İkinci bölümün başarıyla işlenmesi, oyunun bütünlüğünü sağlıyor. Fehime Seven’in küçük tiyatro dağarında göç öyküsü gerçekçilik açısından doğru saptamalarla başarıya ulaşıyor.

Doğru yazılmış kurgusu sağlam dramatürjisi teknik olarak çözümlenmiş bir oyun olan ‘’Türkiye Kayası’’, yetkin bir yönetmenin yorumuyla sahnelenmesi, yapıtın sağlıklı çözümlemesiyle izleyicilerin ilgisini çekiyor. Şükrü Türen’in oyuna getirdiği başarılı yorumu, genç bir yazarın yapıtına olumlu bir katkıdır. Yönetmen Türen, rollerin dağılımında oyunun karakterlerini belirleyen oyuncuları seçmekte bilinçli hareket etmiş. Seçilen sanatçılar, oyunda çizilen karakterleri üstün başarıya taşıyorlar. ‘’Meliye’’ rolünde Hikmet Körmükçü, usta oyunculuğu ile göçmen bir anneyi olağanüstü başarıyla çiziyor ve çözümlüyor. Çözümleyişinde, yorumunun bütün ayrıntıları bulunuyor. ‘’Nazmi’’ karakterinde Nevzat Çankaya, çizdiği ‘’baba’’ karakterinde kendini aşan başarıya ulaşıyor. Körmükçü ve Çankaya, hem tiplemeleri, hem de göçmen aksanlı konuşmaları ve inandırıcı kompozisyonlarıyla, oyunun eksen kişiliklerini ortaya koyuyorlar. ‘’Sevginar’’da Sevtap Çapan değişik rolün başarılı oyuncusu oluyor. ‘’Güneş’’ rolünde Selim Can Yalçın ve Elyesa Çağlar Evkaya dönüşümlü olarak yer alıyor. ‘’Gümrük Memuru’’ rolünü Kubilay Penbeklioğlu başarıyla canlandırırken Hakan Yavaş ise ‘’Aleksandır(Saşo)’’ rolü ile oyuna katkı sağlıyor.

Hayati Asılyazıcı
hayatiasilyazici@yahoo.com
Alıntı: Aydınlık Gazetesi Son Güncelleme: Perşembe, 14 Mart 2013 21:57

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir