AYKUT TAYFUR: SESSİZ BAYRAMLAR

SESSİZ BAYRAMLAR
 
Cumhuriyetin aydınlık yüreklerini bu kadar yıprattıktan sonra, cumhuriyeti bu kadar hırpaladıktan sonra bahane bulmaya da gerek yoktu… Ben ilkokuldayken bayramların muhteşem bir heyecanı vardı.

İlkokul iki ya da üçüncü sınıftayım. Köyde sadece bir kişide fotoğraf makinesi vardı ve bayram günlerinde eline alıp dolaşırdı. Ama ortaya pek düzgün resimler çıkmazdı. Şiirimi okuduktan sonra sıra resim çekilmeye geldi. Köy kahvehanelerinin önünde bir alan ve “Köylü Yurdun Efendisidir” yazılı Atatürk büstü etrafında bayramın anlamı çocuklar… Ve Bizi izleyen köy halkı…

Sıra Bana geldiğinde koşar adım bayrağı alıp geldim. Bir kısmı yanık çıkmış resmi çektirdim.

Yıl 1980’lerin sonlarıydı…
 
Mustafa Kemal bir çocuğun en büyük kahramanıydı. 80'lerin sonlarında "Süpermen, Zorro" gibi sahte çocuk kahramanlarına ihtiyacım yoktu. Gerçek ve çok büyük bir kahramanım vardı. Mustafa Kemal ATATÜRK…

Ve Cumhuriyet O çocuğun kahramanıyla birlikte yürüyeceği bir yolun adıydı. Yol boyunca, özgürlük, akıl, yetenek, zenginlik, huzur meyveleri vardı. Her adım atışta başarıya ulaştıran bir yoldu bu…

O yolu çok bozdular, çok taşlar koydular…

Sene 2011 ve Cumhuriyet 88. yılında!

Bense yirmi yıl öncesine  özlem duyuyorum.

O resme bakıp düşünüyorum. Meydanda “Köylü Yurdun Efendisidir” yazılı Atatürk büstünü,  okulumuzun bahçesinde; “Türkiye Cumhuriyeti’nin Temeli Kültürdür.” yazılı Atatürk büstünü hatırlıyorum. Büstlerin sağına soluna bahçelerimizden getirdiğimiz çiçeklerle süslediğimiz çelenkleri…

Sekiz-dokuz yaşlarında bir çocuğun Cumhuriyet’e bağlandığı zamanlardı…

Ve bugün;

Cumhuriyetimizin bu büyük bayramını her şeye rağmen, ama buruk yüreğimle, solgun gözlerimin özlemiyle ve o çocuksu duygularımla kutluyorum…
 
Aykut TAYFUR
29 Ekim 2011 

 


Aykut Tayfur 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir