Eski bayramlarda sokaklarda oynayan çocuklar nerede?

Eski bayramlarda sokaklarda  oynayan  çocuklar nerede?

Bayramlar tatile dönüştürülmeden önce, çocuklarla, çocukları sevindirmekle bütünleşirdi zihinlerimizde. Artık o eski bayramlar sadece anılarımızda kaldı, belkide çocukluğumuzdan kalan en güzel anılar onlar . O günlerin çocuğu bugünün yetişkinleri hatta anne babaları olarak hepimiz hep eski bayramları anlatır durmazmıyız çocuklarımıza.

Arife gecesi, annelerimizin diktiği elbiseleri ve alınan yeni ayakkabıları baş ucumuza koyar öylece yatar uyur, bayram sabahına çok büyük bir heyecanla açardık gözlerimizi. Kimse bayramı fırsat bilip tatile çıkmaz, konu komşu, dost akraba gezilir, eller öpülür, bayramlaşılırdı. Biz çocuklara mendiller içinde şeker ve para verirdi büyüklerimiz. Çocukken hepimizin en sevdiği yeni elbiseler ve verilen bayram harçlıklarıydı şüphesiz.

Eski bayramlardan geriye artık çok az usul ve adet kaldı bugüne. Bunlardan biri de, arife gününden itibaren başlayıp, bayram süresince devam eden, kabir ziyaretleri. Hoş bu görevde günün şartlarına uyarlandı. Artık insanlar bayram tatiline çıkmadan önce kabristan ziyaretini yapar oldular..
Hepimiz biliriz, kabir ziyaretlerinde, çapa yapan, su taşıyan insanlar vardır ve bu hizmetlerinin karşılığında para alırlar. Farketmeden kabristanlarda bu işi üstlenen insanlarda da çarpıcı bir değişim yaşandı.

Bayramla bütünleştirdiğimiz, o güzelim çocuklarımız, kapı kapı dolaşıp, büyüklerinin elini öpecekleri, sokaklarda koşuşup, cıvıl cıvıl oynayacakları yerde, hüzün dolu mezarlıklarda ellerinde kendilerinden büyük çapa ve plastik su bidonlarıyla “ Çapa ister misiniz ? su lazım mı ? “ diye seslenir oldular ve babalarının, amcalarının yerlerine geçtiler..

Çocukları 5-6 yaşlarında çalışmaya, hem de kabristanlarda çapa yapmaya mecbur eden sebepleri düşündüm. Suçlu kimlerdi ?
Aileleri mi ?
Onların kabristanlarda çalışmalarına göz yuman mezarlıklar müdürlüğü mü ? belediyeler mi ?
Halkının ne kadar ? yoksullaşıp, ihtiyaç içinde olduğunu fark etmeyen iktidar mı ?
Demokratikleşiyoruz, dünya küçülüyor , sınırlar kalkıyor diyen işbirlikçileri mi ?
Yoksa, emperyalizmi küreselleşme diye yutturmaya çalışan, dünyanın hakimiyetini ellerinde geçiren tekelci şirketler mi ?

Suçlu ha o olmuş, ha bu olmuş netice değişmiyor, neticeyi değiştirmek benim, sizin, bizim elimizde. Öncelikle etrafımıza olan biteni farketmeyi ve farkına vardıklarımızı birbirimize farkettirmeyi başarmalıyız.
Biz bayramı, sevdiklerimizle beraber, güle oynaya geçirirken en azından kabristandaki çocukları fareketmeliydik..

Gelenek ve göreneklerimize, kültürümüze ve milli tarihimize her zamankinden çok sahip çıkmalı birbirimize dört elle sarılmalıyız.

Gelecek bayramlarda bu hüzünlü çocuk manzaralarının değişmesi dileğiyle……..

Engin Demirkollu
31 Ekim 2011
Manşet Fotoğraf: Aile arşivi (Bayramda Sarıkartal Ailesi)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir