Bir Deli Dumrul Hikâyesi: Mecbur Adam İBB Şehir Tiyatroları

Bir “Deli Dumrul” Hikâyesi: Mecbur Adam
İBB Şehir Tiyatroları

Mecbur Adam: Oyun, İBB Şe3hir Tiyatroları;Ragıp Yavuz?un yazdığı Erol Keskin?in yönettiği oyunun sahne tasarımını Barış Dinçel, kostüm tasarımını Duygu Türkekul, ışık tasarımını Özcan Çelik, müzik ve efekt tasarımını Uskan Çelebi, hareket tasarımını ise Yasemin Gezgin ve Çiğdem Gürel yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Ekim ayında yeni bir oyunla daha izleyicilerin karşısına çıkıyor. Mecbur Adam adlı oyun, 7-11 Ekim tarihleri arasında Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde; 28 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında ise Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde seyredilebilir.

Mecbur Adam’da Dede Korkut’un zengin mirası arasında yer alan Deli Dumrul hikâyesi Ragıp Yavuz tarafından farklı bir bakışla işleniyor. Deli Dumrul kuru bir çayın üstüne köprü yaptırmıştır. Geçenden 30, geçmeyenden döve döve 40 akçe alır, derken konaklayan bir yiğit ölür. Buna içerleyen Deli Dumrul Azrail’e meydan okur… Ölümü önemsiz kılacak bir güç var mıdır? Belki de aşk. Finalde seyirciyi özgün hikâyeden farklı bir sürpriz bekliyor.

Mecbur Adam: Oyun, İBB Şe3hir Tiyatroları;Ragıp Yavuz?un yazdığı Erol Keskin?in yönettiği oyunun sahne tasarımını Barış Dinçel, kostüm tasarımını Duygu Türkekul, ışık tasarımını Özcan Çelik, müzik ve efekt tasarımını Uskan Çelebi, hareket tasarımını ise Yasemin Gezgin ve Çiğdem Gürel yaptı.

Ragıp Yavuz’un yazdığı Erol Keskin’in yönettiği oyunun sahne tasarımını Barış Dinçel, kostüm tasarımını Duygu Türkekul, ışık tasarımını Özcan Çelik, müzik ve efekt tasarımını Uskan Çelebi, hareket tasarımını ise Yasemin Gezgin ve Çiğdem Gürel yaptı. Mecbur Adam’da Erhan Abir, Yeliz Gerçek, Ersin Sanver, Özge Borak, Burak Davutoğlu, Ali Mert Yavuzcan, Gül Akelli, Metin Çoban rol alıyor.

Mecbur Adam’ın broşüründen:

Yazan: Ragıp Yavuz

1958’de İstanbul’da doğdu. Tiyatroya 1974’te, İBBŞT Üsküdar Sahnesi’nde, AÇOK’un “Mor Gezegen” adlı oyunuyla başladı. 1980’de, Sıkıyönetim Kanunu ile İBBŞT’deki görevine son verildi. 1980-1994 yılları arasında mesleğini yurtdışında sürdürdü. İsveç Kraliyet Tiyatrosu-Dramaten, Halk Oyuncuları-Nybroteatern, Schaubühne, Halk Oyuncuları-Les Comediens du Peuple, Theatre Liberte gibi tiyatrolarda oyunculuk yaptı. İngiltere-Bracon’da ISTA (International School of Theater Antropology)nın “Under Score Tekniği” eğitim dönemini bitirdi (1992) ve İngiltere-Cardiff’de, Performing Research Center’ın “Tiyatro’da Kodlama” konferanslarına katıldı. 1994’te Türkiye’ye döndü. Beyaz Sahne’yi kurdu ve Foks-Fun Kültür Merkezi’nin yöneticiliğini üstlendi. “Ayrılık Müziği”, “Dört Mevsim” gibi oyunları yönetti.

2000 yılında Şehir Tiyatroları’na geri döndü ve “Suç ve Ceza”, “Gılgameş”, “Ferhad İle Şirin” ve “Tekrar Çal Sam” gibi oyunların yönetmenliğini üstlendi. “Gılgameş” ile Bosna’da “MESS Uluslararası Tiyatro Festivali”ne ve Ukrayna-Kırım’da “Bosfor Agones Uluslararası Antik Tiyatro Festivali”ne katıldı ve aynı oyunla, “2004 Lions, En Başarılı Yönetmen Ödülü”, “2004 İsmet Küntay, En Başarılı Yönetmen Ödülü” ve “2005 Ukrayna-Kırım Agones Antik Tiyatro En Başarılı Yönetmen Ödülü” gibi ödüller aldı. “Ferhad İle Şirin” oyunuyla ise “2005 Lions, Canlandırmada Bütünlük Ödülü”ne layık görüldü.

Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda çalışmaktadır ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Dekorları ve Kostümü Bölümü öğretim görevlisidir.

Yöneten: Erol Keskin

1931’de İstanbul’da doğdu. İDGSA İç Mimarlık Bölümü’nü bitirdi (1954). Yükseköğrenimi sırasında Akademi ve Cep tiyatrolarında amatör olarak oyuncu, yönetmen, dekoratör ve kostüm tasarımcısı olarak çalışmalar yaptı. Profesyonel oyunculuğa Dormen Tiyatrosu’nda başladı (1953). Oraloğlu, Avni Dilligil, Saat 6 topluluklarında çalıştı. 1965 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları’na geçti. Türkiye Tiyatrocular Sendikası’nın kuruluşuna öncülük etti (1967), sendikanın kurucu ve genel başkanlık görevlerinde bulundu. ABD’de tiyatro ve sinemayla ilgili incelemeler yaptı (1970). Tiyatro, sinema ve senaryo, çalışmalarının yanı sıra, televizyona Ömer Seyfettin’in öykülerinden oluşan bir dizi hazırladı (1974), yine TV dizisi İttihat ve Terakki belgeselinin sunuculuğunu yaptı (1982). Karagöz (1982), Minyatür (1982) adlı kısa belgeselleri çekti. Oppenheimer Olayı’ndaki rolüyle İlhan İskender Armağanı’nı (1965), Deli İbrahim’deki rolüyle Avni Dilligil (1982)Tiyatro Ödülü’nü, Bozuk Düzen (1966), Güzel Bir Gün İçin (1967) filmlerinin senaryolarıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı. 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda Genel Sanat Yönetmenliği Yaptı. Halen Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk dersleri vermektedir.

Oynadığı Oyunlardan Bazıları

Marat Sade (1978), Deli İbrahim (1981), Hürrem Sultan (1982), 3. Selim (1983), Modigliani (1984), Hırçın Kız (1984), Vahşi Batı (1987) Kral Lear (1989), İçerdekiler (1989), Bir Tutkunun Yüz Yılı (1990), Mösyö Butterfly (1991), İbiş’in Rüyası (1997), Oyunlarla Yaşayanlar (1998), Herkes Aynı Bahçede (2000), Gılgameş (2003), Ferhad İle Şirin (2005)

Yönettiği Oyunlardan Bazıları

Fuji Yama (1979), Hepsi Oğlumdu (1982), Büyük Jüstinyen (1984), Genç Osman (1986), Çiçek Sepetli Kız (1991), Montserrat (1994), Mikado’nun Çöpleri (1995), Halay (1997), Şu Bizim Evliya Çelebi (1999), Cengiz Han’ın Bisikleti (2003), Yağmur Sıkıntısı (2004)

“Söz”ü Sahneye Bıraktım…

Ragıp Yavuz

Sözlü kültürlerde doğmuş olan mitler, masallar, halk hikâyeleri; anlatıcının canı öyle istediği için değil, başka türlüsü olanaksız olduğu için “ritüelleşmiş” sözle örülür ve bütün büyüleyici gücüne karşın, söz, yazıya geçirilmediğinden uçar, gider… Sonra gün gelir, sözlü zihin ve kültürün bu toprağa ait bir parçası, bu toprağa ait bir yazarın “yazılı bilinci”ne teslim olur…

Sayın Erol Keskin, bir muhabbetimizde, yazılmış metinlere rağmen “Deli Dumrul” üzerine yeni bir sahneleme metnine gereksinim olduğundan söz etti.

“Duyulur da, durmak olur mu?”

Becerebildiğimce yazmaya soyundum…

Türkiye çok hızlı kabuk değiştiriyor. Beğeniler, iletişim, siyasi, sosyal, ekonomik kaygılar, hedefler, algılar bundan 20-30 yıl öncesinden ne kadar farklı… Ve değişimler hiçbir biçimde, kendinden önceki sürece ait sosyal, ekonomik ve kültürel varoluşu kökünden kazıyarak gelişemiyor… Çatışa döğüşe de olsa, yeni bir sentez oluşturarak değil, “eski”ye eklenerek var olan, bir “yeni” var… Bir garip, bir karmaşık yaşam döngüsü kuşatmada dört bir yanımızı…

Ve bir gerçek, inkâr edilemeyecek biçimde bir kez daha kendini dayatıyor:

Türkiye’de tarih, ekonomisiyle, alışkanlıklarıyla, sosyal yaşam biçimiyle, gelenekleri ve hâlâ soluklanan kültürüyle binlerce yaşında bir “canlı” ve onu müzeye sokmaya (henüz) kimsenin gücü yetmiyor… Ve o tarih ki, bizden yanında ya da karşısında olmamızı beklemez… Tarihin beklentisi yalnızca kavranılmak… Tarih, doğru kavranıldığı ve yeniden üretilebildiği sürece değerli… Yoksa müzelerin zenginliği… Hepsi bu…

Bir tiyatro sanatçısı olarak, proje üretme çabasına girdiğimde, seyircisiyle arasında bir “aidiyet” kurabildiği için ve kurabildiği sürece, seyircisine dolaysızca ulaşabilecek, söylemiyle, “daha güzel bir dünya”yı önerecek ve bilinçsiz (ya da bilinçli) politikalar sonucu unutturulmaya çalışılan sosyal, kültürel ve sanatsal değerlerin sahnede “yeniden” üretilebilmesine olanak sağlayacak metinlere gereksinim duyuyorum… “Mecbur Adam”, böylesi arayışların sonucunda şekillendi… Dede Korkut’un “Deli Dumrul”u, dramatik bir metin olarak tiyatro seyircisiyle daha önceleri buluşmuş bir çalışma… Peki, yalnızca ismini değiştirince, “Deli Dumrul”u, “Mecbur Adam” yapınca, metin bir anda “yeni”mi olur? Elbette olmaz… O nedenle, ismi kadar, cismi de değişsin diyerek bir arayışa girdim ve tarihten bana ulaşan gerçeklikle, kendi sözümü söylemeye çalıştım…

Mecbur Adam: Oyun, İBB Şe3hir Tiyatroları;Ragıp Yavuz?un yazdığı Erol Keskin?in yönettiği oyunun sahne tasarımını Barış Dinçel, kostüm tasarımını Duygu Türkekul, ışık tasarımını Özcan Çelik, müzik ve efekt tasarımını Uskan Çelebi, hareket tasarımını ise Yasemin Gezgin ve Çiğdem Gürel yaptı.

Lakin sahne sözü, sahnede söylenir…

Gayri söz ekibin… Rasgele… Kolay gele… Keyif ola… Bahtı açık, alkışı bol olsun…

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI

Genel Sanat Yönetmenliği – 0 212 2460628 – 0212 2191078 / Faks: 0212 2259276

basin.yayin@ibb.gov.tr

Haber Kaynağı: İleti haber İBB Şehir Tiyatroları Basın Yayın
Haber Düzenleme Tevfik Yalçın evetbenim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir